Bilgelik ve Mutluluk bir rastlantı değildir. Kişi, mutlu olmadığı yaşamını değiştirebilmesi için, önce kendini değiştirmesi gerekir.
Bu değişim, bilinçteki değişimdir ve bunu size bir başkası dışarıdan veremez! Bilgeliğe doğru yol alan ve arayışta olan bir kişi aslında içsel mutluluğa erişmek için yola çıkmış olabilir, ancak bilgeliğin insana getirisi ne yalnızca mutluluk nede özgürlük bunlardan çok daha fazlasıdır.
Tabiki bununla beraber, insan yaşadığı dünya içerisinde zaafları ve dünyasal değerleri arasında öylesine sıkışıp kalmıştır ki; böylesine bir potansiyeli olduğunun farkına varabilmesi hiçte kolay olmayacaktır. Bu potansiyel, Tanrının insanın yaradılışına yerleştirdiği mucizevi bir donanım olup, keşfedilmeyi bekleyen bir mücevher gibidir. Kimi insan bu mücevhere erişemeden yaşamını yitirse de, kendisini keşfederek bu potansiyeli ortaya çıkarak yine kişinin kendisi olduğunu bilmemiz gerekmektedir.
Her insan bilgelik yolculuğuna çıkmak zorundadır! Bu ömründe bir şekilde bunu tam manasıyla başaramamış olsada, bir sonraki ömründe mutlaka çıkmak zorundadır. İnsanın yaradılış gayesi bu olmakla birlikte, insan varlığındaki cenneti bulmayı yaşadığı mutsuzluklar ile mecbur kılar. Yaşanılan bu mutsuzluklar, kişiyi arayışa yönelttiği için ilahi bir yönlendirme olduğunun bilincinde olmakta fayda vardır.
Bu “kendi ihtişamını keşfediş”: her başlangıçta olduğu gibi bilgi ile başlar. Fakat “bilgelik tam anlamıyla bilgililik değildir! Bilgelik, kendine özel eğitimi olan bir farkındalık yolculuğudur ki, kişiyi sebepsiz sevince ve mutluluğa iterek fani veya ebedi kaybolmayacak cennete ulaştıracaktır.
Bilgelik Bir İhtiyaçmıdır ?
Yorum Yaz